Hayvansal Yağdan Zengin Beslenme Prostat Kanserini Artırıyor

Genel 25.01.2016 21:41:41 0
Hayvansal Yağdan Zengin Beslenme Prostat Kanserini Artırıyor
Tarih: 01.01.0001 00:00
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fazlı Polat, hayvansal yağdan zengin, sebze ve lifli gıdalardan fakir beslenenlerde prostat kanseri riskinin daha fazla olduğuna dikkat çekti. Günümüzde en çok görülen kanser türlerinin başında prostat kanseri yer alıyor. Teknolojik gelişmeler prostat kanseri cerrahisinde yeni olanaklar sunuyor. Bu olanaklardan birisi de robotik cerrahi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi de 2011 yılından bu yana prostat kanseri vakalarında robotik cerrahi uygulanıyor. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fazlı Polat, prostat kanserinin tedavisi ve robotik cerrahi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Polat, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı öğretim üyelerinin bir kısmının bu yöntemle ilgili olarak Fransa’nın Strasburg kentinde bir klinikte özel bir eğitim alarak, robotik cerrahi sertifikasına sahip olduğunu söyledi. Avrupa Üroloji Derneği tarafından her yıl düzenlenen Avrupa Robotik Üroloji sempozyumlarına katılarak bu konuda çok tecrübeli hocalarla hem tanışma hem de tecrübelerinden faydalanma imkanlarını klinik olarak değerlendirdiklerini vurgulayan Polat, “Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı olarak şu ana kadar yaklaşık 250’nin üzerinde vakayı robotik cerrahi ile yapmış bulunmaktayız. Ameliyat sonrası hastalarımızda neredeyse yüzde 100’e yakın memnuniyet sağladık. Hiçbir hastamızda ciddi bir komplikasyonla karşılaşmadık. Bu vakaların büyük bir çoğunluğunu prostat kanseri vakaları oluştururken, aynı zamanda radikal nefrektomi, parsiyelnefrektomi, radikal sistektomi ve sürrenal (böbrek üstü bezi) cerrahileri de yapılmaktadır” dedi.Prostat kanserini “erkek üreme sisteminde yer alan bir bez olan prostatta gelişen bir kanser” olarak tanımlayan Polat, bu kanser türünün çoğunlukla yavaş gelişim gösterdiğini söyledi. Prostat kanserinin kemiklere ve lenf bezlerine yayılım gösterebildiğini de anlatan Polat, hastalarda özellikle işeme bozukluğu, idrarda kan hücrelerinin görülmesi, gece sık idrara kalkma ve idrar yapamama gibi semptomların görülebildiğini ifade etti. İleri yaş, ailede hastalık hikayesi ve ırk gibi faktörleri hastalığın başlıca nedenleri olarak sıralayan Doç. Dr. Fazlı Polat, “Hastalık sıklıkla 50 yaş üstünde görülür. Hayvansal yağlardan zengin, sebze ve lifli gıdalardan fakir beslenenlerde prostat kanseri riski artar. Prostat kanseri tanısı ultrason eşliğinde biyopsi ile konulur” diye konuştu. Polat, prostat konserinin tedavisi ile ilgili olarak şunları söyledi:“Birçok olgu aktif ya da yakın izleme ile güvenli bir şekilde tedavi edilebilir. Prostat spesifik antijen kullanımının rutine girmesi ile beraber lokalize hastalık yakalanma oranları yüzde 80’ler civarındadır. Tedavinin sonuçları hastanın yaşı, diğer sağlık sorunları, kanserin ne kadar agresif ve yaygın olduğuna bağlıdır. Prostat kanseri dünya genelinde en yaygın görülen ikinci kanserdir. Erkeklerde kansere bağlı ölüm sebepleri arasında beşinci sıradadır. 2002 yılında yaklaşık 1.1 milyon erkekte prostat kanseri saptanmış ve hastaların 300 bini bu hastalıktan dolayı kaybedilmiştir.” Doç. Dr. Polat, prostat kanserine robotik cerrahi ile müdahale edebildiklerini ve bu cerrahinin bazı avantajları olduğunu söyledi. Polat, prostat kanseri cerrahisinde prostat bezinin tümüyle çıkarıldığını ve mesane boynu ile üretranın (idrar kanalı) karşılıklı getirilerek dikildiğini ifade etti. Geçmiş yıllarda prostat kanserinde cerrahi tedavi olarak açık radikal prostatektomi uygulandığını, 2000 yılından itibaren ise önce laparoskopik radikal prostatektomi cerrahisinin yaygınlaştığını dile getiren Fazlı Polat, laparoskopik cerrahinin uygulama zorluğu ve öğreniminin zaman alması açısından cerrahlara zorluk oluşturduğunu anlattı. 2002 yılından itibaren tüm dünyada robotik teknolojideki ilerlemeler ile birlikte bu ameliyatların robotik cerrahi ile yapılır duruma geldiğini söyleyen Polat, sözlerini şöyle sürdürdü:“Özellikle ABD’de prostat kanseri ameliyatlarının yüzde 90’ı robotik cerrahi ile yapılmaktadır. Robotik cerrahide işlem, cerrahın yönettiği robot kollarla üç boyutlu yüksek çözünürlüklü ve 10-15 kat büyütmeli görüntü altında yapılmaktadır. Robot kollarının en büyük avantajı ince ve minik uçlarla üç doğrultuda olmak üzere toplam 540 derece ve titremeyen hareket kabiliyeti ile cerraha ameliyatı gerçekleştirme olanağı sağlar.” Polat, robotik cerrahinin avantajlarını ise şöyle sıraladı:“- Hastanede kalış süresi bir ya da 2 gündür.- Ameliyat esnasında veya sonrasında kan kullanım ihtiyacı yok denecek kadar azdır( robotik cerrahide yüzde 1-2, açık tedavide yüzde 45-50’ler civarındadır).- Ameliyat sonrası ağrı kesici gereksinimi çok azdır.- Ameliyat sonrası üretralkatetergenelikle 6-7. günlerde çekilir. Açık cerrahi sonrası bu süre genellikle 18-21 gündür.- Özellikle yüksek çözünürlüklü normalin 10-15 katı büyütmeli görüntüsü ile titremeyen ve 540 derece hareket açılı ince minik robot kollar ile prostat bezine komşu olan ereksiyonu sağlayan sinirleri ve idrar tutmaya yarayan sfinkterin korunmasına imkan sağlanır.- Hastada ameliyat öncesi ereksiyon problemi yoksa ve iki taraflı sinir koruyucu cerrahi ile cinsel fonksiyonlar yüzde 80-90 oranında korunur. Ameliyat sonrası idrar tutma oranları da yüzde 95 gibi çok yüksek oranlardadır.”

Anahtar Kelimeler:

YAZARLAR