Van Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (SMMMO) Başkanı İbrahim Şahin, 6736 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun hakkında bir açıklama yayınladı.
Açıklamalarda bulunan İbrahim Şahin, özel sektörün kamuya olan borç yükünün azaltılarak borçlara taksitle ödeme imkânı getirilmesi, ihtilafların sulh yoluyla sonlandırılması, vergi incelemesinde olan konuların dava yoluna gidilmeksizin çözümlenmesi, vergilemede öngörülebilirliğin artırılarak geçmiş vergilendirme dönemleri ile ilgili olası risklerin ortadan kaldırılması, işletme kayıtlarının fiili durumlarına uygun hale getirilerek kayıtlı ekonomiye geçişin teşvik edilmesi amacıyla hazırlanarak 19 Ağustos tarihli ve 29806 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6736 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun’un yayımı tarihi itibariyle yürürlüğe girdiğini söyledi.
Şahin, “Söz konusu yasada ayrıca 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun kapsamında yapılandırılan alacakları, kanunun öngördüğü şartlar dâhilinde ödeyemeyen borçlulara yeniden bir hak verilerek kamu alacaklarının tasfiyesine ve bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılmasına olanak sağlanması amaçlarıyla da düzenlemeler yer almaktadır. Söz konusu yasanın temel özellikleri ise; yeniden yapılandırmaya konu olacak alacakların vadesi, 30/6/2016 tarihi dikkate alınarak belirlenmiştir. Yasa hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların; yasanın yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Maliye Bakanlığına, Gümrük ve Ticaret Bakanlığına, il özel idarelerine ve belediyelere bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk taksitini bu kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan, Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ise ilk taksiti bu kanunun yayımlandığı tarihi izleyen dördüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde azami on sekiz eşit taksitte ödenmesi gerekmektedir. Borcun ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi hâlinde, feri alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar üzerinden ayrıca yüzde 50 indirim yapılır. İlk iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan davalardan vazgeçmeleri gereken borçluların, bu kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri şarttır. Matrah artırımlarının izleyen ikinci ayın sonuna kadar yapılması gerekmektedir. Artırılan matrahlar, yüzde 20 oranında vergilendirilir ve üzerinden ayrıca herhangi bir vergi alınmaz. Ancak, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıla ait yıllık beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş, bu vergi türlerinden tahakkuk eden vergilerini süresinde ödemiş ve bu vergi türleri için bu kanunun 2 ve 3. madde hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla bu fıkra hükmüne göre artırılan matrahları yüzde 15 oranında vergilendirilir. Mükellefler, yasada belirtilen şartlar dâhilinde gelir ve kurumlar vergisi matrahlarını artırdıkları takdirde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılmaz. Özelikle ilimizi ilgilendiren ortak hükümlerde yer alan bu metin sadece Van’a matrah artırımının dışında herhangi bir avantaj sağlanmadığı bilinmelidir. 19 Ağustos 2016 tarihi itibarıyla 213 sayılı Kanunun 15’inci maddesine göre mücbir sebep hâli ilan edilmiş ve mücbir sebep süresi iki yılı aşmış yerlerdeki mükelleflerden, bu kanunun yayımını izleyen ikinci ayın sonuna kadar başvuruda bulunanlar açısından mücbir sebep hâli başvuru süresinin son günü itibarıyla sona erer ve mücbir sebep ilanı nedeniyle verilmeyen beyanname ve bildirimler aynı süre içerisinde verilir. 19 Ağustos 2016 tarihi itibarıyla; uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış, ancak dava açma süresi geçmemiş alacaklar da bu madde hükmünden yararlanır. Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan ve vadesi 31/12/2011 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde 19 Ağustos 2016 tarihi itibarıyla ödenmemiş olan ve 6183 sayılı Kanun kapsamına giren her bir alacağın türü, dönemi, asılları ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle tutarı 50 Türk Lirasını aşmayan asli alacakların ve tutarına bakılmaksızın bu asıllara bağlı feri alacakların, aslı ödenmiş feri alacaklardan tutarı 100 Türk Lirasını aşmayanların tahsilinden vazgeçilir. Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, bu maddedeki hükümler çerçevesinde 31/12/2016 tarihine kadar Türkiye’ye getiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilirler. Gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri sahip oldukları, Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlarını, 31/12/2016 tarihine kadar, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın kanuni defterlere kaydedebilirler. Bu takdirde, söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir, kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilir. Bu yasadan faydalanmak isteyen mükellefler ilgili işlemlerini takip etmek için bulunduğu vergi dairelerinde yaptırabilirler” dedi.