VAN POSTASI GAZETESİ ÖZEL
Van’ın zengin bir turizm potansiyeline sahip olduğunu aktaran Profesyonel Turist Rehberi Arzu Çıplak, Van’ın acilen bir turizm tanıtım politikasına ihtiyacı olduğunu aktardı.
Van FM’de Ziya Türk’ün hazırlayıp sunduğu Van’da Gündem Programı’na Profesyonel Turist Rehberi Arzu Çıplak konuk oldu. Gazeteci Ziya Türk’ün sorularını cevaplayan Turist Rehberi Arzu Çıplak, birçok konuda açıklamada bulundu. Van’ın bir turizm kenti olmasına rağmen gerekli ilgiyi görmediğini aktaran Çıplak, halkın ve kenti yönetenlerin bu konuda bir şeyler yapması gerektiğini aktardı.
Van’ın turizmden yeterli derecede faydalanmamasını var olan eksikliklere ve ilgisizliğe bağlayan Çıplak, Van’ın bir turizm tanıtım politikasına ihtiyaç olduğunu aktardı. ‘’Van da bir takım düzeltmeler olmalı ama maalesef hala birçok eksik var. Muradiye şelalesi son zamanlarda düzeltildi yeni bir proje ile düzeltilmeye de devam ediyor. Yalnız hala düzeltilmesi gereken birçok yer var. Biz sadece standart bir Akdamar, Kale turu yapmıyoruz şehirlerarası turlar yapıyoruz. Çoğu zamanda uzun mesafeli yolculuklarda eşlik ettiğimiz için konaklama, yemek, lavabo ihtiyaçları hepsi bir bütün haline geliyor. İnsanlar büyük bir beklenti içinde o yüzden insanlara hayal satıyorsunuz. Bunlar çok çok basit şeyler aslında yapılmayacak şeylerde değil. Bu yüzden Van ‘da bir turizm tanıtım politikası yok. Van’da sokağa çıktığımızda Van çok güzel bir yer, güzel bir şehir herkes bu şehre gelsin diyorlar. Van çok güzel bir şehir ama yapılması gereken çok çalışmalar var. Van turizmde kalkınacak bir şehir ama Van halkı ve yöneticiler bu konuyla da pek yetkili değil gibi görünüyor. Gereken yapılmalı ve Van daha çok ön plana çıkmalı. ’dedi.
YENİ TURİZM ANLAYIŞI İÇİN VAN BİR HAZİNE
İnsanların artık turizmde farklı arayışlar içerisinde olduğunu aktaran Çıplak, “Eko turizm dediğimiz ve son yıllarda git gide çok popüler olan, insanların tercih ettiği alternatif turlardan biridir. Van bu konuda da şanslı aslında çünkü hepimizin çok iyi bildiği Erciş'e 40 kilometre uzaklıkta Ulu Pamir Köyü var. Kıyıda köşede saklı kalan birçok köy var. Van bu anlamda gerçekten hazineye sahip. Her köşesine bakıyorsunuz masmavi bir göl, yemyeşil bir coğrafya ile saklı. Çaldıran dan sonra mesela Doğubayazıt’a giderken alabildiğine bozkır bir coğrafya yani tek bir yerin bile olmadığı bir bozkır adeta film platosu gibi yerlerden geçiyorsunuz. Tendürek’in püskürtüleri ile düz toprak damlı evler, köyler Çünkü adeta küçük bir Kırgızistan orası hala kültürlerini geleneklerini yaşadıkları muazzam bir yer ve son yıllarda özellikle gruplardan talep edilen “bizi oraya götürün bu köylere götürün” çünkü insanlar artık böyle standart şeyler istemiyor. Akdamar adası, Van kalesi olmazsa olmazlarımız. İnsanlar salaş bir restoranda değil köy sofrasında oturup yemeğini yemeyi tercih ediyor” diye konuştu.
SAHİL BANDI PROJESİ MUHTEŞEM BİR PROJE
Van gölünü insanlara kattığı mutluluğu anlatırken kendisinin de bu mutluluktan faydalandığını belirten Çıplak ‘’Bizim turistlerden en fazla duyduğumuz şeylerden biri ‘muhteşem bir nimete sahipsiniz’. Van Gölü’ne duydukları hayranlıklarını dile getiriyorlar. Aslında bir rehber gözüyle böyle göl kenarındaki yerlerini çok fazla işletmelerle boğulması ve orijinal dokusunun bozulmasını sevmiyorum ama çok fakir kalması da doğru değil. Örneğin Edremit çok güzel bir sahil kasabası ama bahsettiğiniz bu hizmetlerle beraber muazzam bir yer oldu. Van'da yaşayan biri olarak turlardan arta kalan böyle kendimize ayırdığımız vakitlerde orada zaman geçirmekten keyif alıyorum. Sahil bandı projesi hakikaten muhteşem bir proje Edremit çok değerlendi ve toparlandı. Edremit gerçekten Van'ın göz bebeği yani canımız ciğerimiz diyebileceğimiz bir noktadır. ’dedi.
GEZ GEZ BİTMEZ
Van’daki turistik alanın sadece birkaç yerle sınırlı olmadığını belirten Çıplak, Van Gölü Havzası’nın 360 derecelik bir gezme imkanı tanıdığına dikkat çekti. Çıplak, “Göl’ün etrafından Bitlis sınırlarından dolaşıyoruz. Oradaki güzellikleri de keşfediyoruz. Yine günübirlik Doğubayazıt’a gidiyoruz. Muradiye şelalesi, oradaki bahsettiğimiz o güzel köyler, beldeler var, Ahmedi Hani var. Buda bizim bir günümüze mal olan bir tur. Bazı tur gruplar daha esnek gezebiliyor. Bunlar genelde münferit gelen gruplar oluyor. Biz İlla kalabalık ailelere değil ailesi ile çocuğuyla gelen ya da fotoğrafçılar özel İlgi alanları olan sindire sindire hiç acele etmeden keyifle gezen grupları da gezdiriyoruz. O yüzden duruma göre bir haftaya kadar bile coğrafyayı gezdirebiliyoruz.
VAN HAK ETTİĞİ İLGİYİ GÖRMÜYOR
Van çok zengin eko turizme sahip olduğunu aktaran Çıplak, “Van, trekking, doğa yürüyüşleri gibi alternatif turlara cevap veriyor. Yayla turizmine, inanç turizmine, sağlık turizmine aklınıza gelebilecek ne varsa karşılıyor. En çok zorumuza giden de bu kadar güzelliklere sahipken neden hak ettiği yerde değil” dedi.
REHBERLİK BİLİNCİ GELİŞTİ
Turizm rehberlerinin ne iş yaptığı bölgede pek bilinmediğini aktaran Çıplak, yaptıkları çalışmalarla bu konuda bir farkındalık yarattıklarını aktardı. Çıplak, “Doğu Anadolu Rehberler Derneğinin en önemli çalışmalarının ve kuruluş amaçlarından biri bölgede turist rehberi farkındalığını oluşturmaktır. Çünkü insanlar turist rehberinin ne yazık ki tam olarak ne yaptığını ne iş yaptığını ya da önemini çok bilmiyorlar. Hala da bunun mücadelesi için açtığımız elzem konulardan biri ve bu anlamda farkındalık yarattık. Çünkü rehbersiz yapılan turların ya da D2 dediğimiz araç plakaları var lisanslı olması gerekiyor belli kurallar, belli bileşenleri var. Bunları uymadığınız vakit çok ciddi cezalar alıyor. Turizm polisi dediğimiz bir denetim mekanizması var. Bu ekipler, turlarda gruplar çevriliyor gerekli evraklar kontrol ediliyor eğer grubun başında kokartlı bir rehber yoksa ya da diğer evraklar noktasında eksiklikler varsa çok ciddi hatırı sayılır cezalar geliyor. Bu yüzden bizim acentalarımız da tabiri caizse bu konuda artık biraz uyandılar çok şükür bilinçlendiler” dedi.
KORSAN REHBERLERE YER VERİLMEMELİ
Korsan rehberlere karşı yetkililerin bir önlem almaması hata buna izin verilmesi kendilerini rahatsız ettiğini aktaran Çıplak, “Kaçak olayını bitirdiniz mi derseniz ne yazık ki hayır en büyük temennimiz bunun tamamen ortadan kalkması. Bazı yetkililer bunu bir eleştiri olarak da kabul edilebilir. Mesela bürokratik ziyaretleri oluyor orada bir çalışan bir bekçi anlatıyor oradaki tarihi, bunları ne yazık ki şahidiz. Van evlerini Urartulardan kalma bir ev diye anlatan yani böyle daha nice abuk sabuk şeyler duyuyoruz. Bunların yaptıklarının da cezası var 6 yıla kadar. Yeni yasayla birlikte bu biraz daha artacak. Bizim isteğimiz bu kadar rehber dururken Van’ın bu güzelliklerini eksik veya yanlış anlatılmaması, biz kültürümüzü anlatıyoruz kültürümüzün eksiksiz anlatılması lazım” diye konuştu.
BU TOPRAKLAR ONLARCA MEDENİYETİ AĞIRLADI
Gerçeği öğrenmenin yolu okumak, görmek ve anlamak olduğunu belirten Arzu Çıplak ‘’Gelen turistlerin gitmek istedikleri yerleri internetten veya farklı yerlerden bazı efsaneler duymuş oluyorlar. Baktığınız zaman hani stratejik siyasi hikâyeler var olaylar var bilinen şeyler var kendince bir bakış açıları oluyor. Bazı gruplar zehir gibi geliyorlar bunu gözlerinden anlayabiliyoruz ve diyoruz ki bu grup bizi çok zorlayacak çok terletecek ya da kısmen daha az böyle lay lay lom işte. Ben bir bakayım, eğleneyim, şarkı dinleyeyim diyen gruplarda var yani her grubun farklı elektriği var. Anlattığımız yerlerle ilgili kitaplardan, kaynaklardan okumak, araştırmak yerine buradaki yaşayan tecrübeleri de dinlemeyi çok seviyorlar. İnsandan insana geçen bilgileri çok kıymetli buluyorum. Bizim işimiz insanları doğru bilgilendirmek, doğru yönlendirmek. Çünkü bu toprak bugüne kadar onlarca medeniyeti ağırladı. Asurlular, Urartular, Ermeniler, Osmanlılar, Selçuklular, muazzam bir zenginlik var ve bu zenginlikten doğa da müthiş bir külliyat var. Edebi tarihi bir külliyat var. Bunlara bakmak, odaklanmak lazım bir şeyler yaşanmıştır, olmuştur, bitmiştir” dedi.
REHBERLİK ÇOK HASSAS BİR MESLEK
Tarihi olayları aktarırken çok önemli bir sıralaması olduğunu aktaran Çıplan, “Bunlar öyle hassas konular ki bazen en son söylenmesi gereken şey en başta söyleyerek bütün köprüler yıkılabiliyor. Biz çok iyi biliyoruz ki tarihsel sürecimizde işte Osmanlı'nın azınlıklara ne kadar imtiyaz tanıdığı ne kadar kardeşçe yıllar içerisinde barışçıl bir şekilde yaşadığını biliyoruz. Bunun şehrimizde örnekleri çok fazla Akdamar Kilisesi'nin içinde bir tablet vardır orijinal Ermeni yazıtı de orada Sultan İkinci Abdülhamit Han'ın adı zikredilir. Demek ki var bir şeyler yani biz olayları hep belli tarihlerden belli yıllardan ya da belli olaylardan okumak yerine biraz işin derinliğine inmemiz lazım. Bunun için de dediğim gibi çok anlamak, okumak ve dinlemek lazım” diye konuştu.
TURİZM BİR ZİNCİR
İnsanların görüşlerine, inançlarına saygı duyulması gerektiğini belirten Arzu Çıplak’’ Akdamar Kilisesi’nde 2010 yılında gerçekleşen ilk ayinde yaşanılan duysal anlara değinen Çıplak, “O insanlar belli ki çok özel çok güzel şeyler hissettiler biraz anlamak lazım biraz empati kurmak lazım. Bu mesleğin bana kazandırdığı en önemli kazanımlarından biri empati duygusunun yükselmesi oldu. Orada ayin oldu Ermeni Ermeniliğinden Türk Türklüğünden Kürt Türklüğünden ne kaybetti. 4 senede üst üste çok güzel bir şekilde gerçekleşti. Biliyorsunuz araya biraz zaman girdi ama bu yıl 9 Eylül'de tekrar yapıldı ve bunlara çok fazla takılıp büyütmemek lazım. Yani orada ayin oluyor diye dediğim gibi kimse kimliğinden, özünden, kültüründen bir şey kaybetmedi. İşin ticari yönüyle baktığınız zaman bir sürü turist, Ermeni geliyor insanlar para kazanıyor işletmelerde hizmet ediyor turizm bir zincir biliyorsunuz yani kaptanından komisine kadar herkese uzanan geniş bir yelpazedir bu anlamda da bir getirisi var. Aslında tablo gayet olumlu iken belki provokatör belki kişisel belki daha farklı duygularla başka yere çekmenin hiçbir anlamı yok” diye konuştu.
Kaynak: Van Postası Gazetesi