Son günlerde Türkiye’nin farklı noktalarında meydana gelen depremlerle ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Yrd. Doç. Dr. Onur Köse, üniversite olarak uzun süredir depremlerle ilgili bilimsel çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Köse, “Türkiye’nin deprem haritasına baktığımızda, her yerinde deprem meydana gelebileceğini görmekteyiz. Bunlardan büyük olanlarına baktığımızda, genel de Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu fayı gibi faylar üzerinde dizim göstermekte ve Bitlis bindirme zomu üzerinde dizim göstermektedir. Zaten bu bölgelerde 7 büyüklüğünde bir deprem meydan geldiğinde 200 kilometreye kadar olan mesafelerdeki yerleşkelerde yıkım yapabilmektedir” dedi.
“Vatandaşlarımızın depremleri daha çok algılamaya başladığı bir dönemdeyiz”
“Birçok ilde büyük deprem olabilecek faylar bulunduğu için Türkiye’de deprem olacak mı? Olmayacak mı? Sorularından kaçınmamız gerekir” diyen Köse, şöyle devam etti:
“Bence Türkiye’nin her yerinde insanların kendi bölgelerinden de yıkıcı bir depremden etkileneceklerini düşünerek yapılaşmaya gitmesi gerektiğine inanıyorum. Vatandaşlarımızın depremleri daha çok algılamaya başladığı bir dönemdeyiz. Deprem nedir? Sorusuna farklı bakış açılarıyla bakmak mümkün. Depremlerin birçok oluş sebepleri var, bunların birçoğu insanların doğada yapmış olduğu çalışmalarla ilişkilidir. Ancak deprem deyince daha çok yeryüzünde tektonik kuvvetlerin jeolojik streslerin oluşturduğu depremlerden bahsediyoruz.”
“Türkiye’nin her yerinde her zaman deprem olabilir”
Türkiye’de sismik aletlerin kullanılarak ölçüm yapılabildiği son 100 yılda çok büyük depremler yaşandığını hatırlatan Köse, “Marmara depremleri, en son yaşanan Van depremleri, Erzincan’da yaşanan depremler bunlara örnektir. Bunlar önemli fay hatları üzerinde meydan gelen depremlerdir. Genellikle de bu depremler 7’nin üzerinde oldukları için önemli yıkım ve can kayıplarına sebep olmaktadırlar. Ama şunu da bilmeliyiz ki Türkiye’nin her yerinde her zaman deprem olabilir. Bunu göz ardı etmemeliyiz. Bu depremlerin büyüklükleri 4’ün üzerinde olduklarında genelde hissedilebiliyor. Bunun süresi ne kadar fazla olursa insanlarımızın da kaygıları o derece artmaktadır. Dolayısıyla Türkiye’de yaşayan insanların dünyanın tektonik yapılanması üzerinde yer alan bir ülke olduğumuzu bilmesi ve dolayıyla da kendi bölgelerinde de depremlerin meydana gelebileceklerinin farkında olmaları önemlidir. Yapılanmalara bu şekilde gidilmeli ve buna yönelik tedbirleri baştan almalıdırlar” diye konuştu.
Özellikle büyük kentlerde depreme karşı alınan önlemlerin yanında kırsal alanlarda yaşayan insanların da mümkünse evlerini kaya zeminler üzerinde inşa etmelerinin faydalı olacağını aktaran Köse, bunun en önemli tedbirlerden bir tanesi olduğunu söyledi.
“Çanakkale depremlerinin Marmara’da yaşanabilecek depremlerin habercisi olduğuna inanmıyorum”
Marmara bölgesinde meydana gelebilecek olası depremleri de değerlendiren Onur Köse, “Ayvacık-Gürpınar hatlarında meydana gelen depremlerle birlikte son zamanlarda yine Marmara depremlerinin habercisi mi? Şeklinde yorumlanmaya başlandı. Bizler her şeyden önce şunu bilmek zorundayız. Çanakkale’de meydana gelen depremlerin Marmara’da meydana gelebilecek depremlerin habercisi olduğuna inanmıyorum. Çünkü depremsellik açısından farklı bölgelerdir. Fayların karakterleri de farklıdır” ifadelerini kullandı.
“Marmara’da her gün, her an büyük bir deprem yaşanacakmış gözüyle bakılmalı”
Marmara bölgesinin Türkiye’nin can damarı olduğunu belirten Köse, “Marmara’da her gün, her an büyük bir deprem yaşanacakmış gözüyle bakılmalı ve tedbirlerin de ona göre alınması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Marmara bölgesi hem sanayisiyle hem de popülâsyonuyla (nüfus yoğunluğu) Türkiye’nin can damarıdır. Marmara bölgesinde çok büyük yıkımlar meydana gelmesi durumunda bütün Türkiye çok olumsuz bir şekilde etkilenir. Biz bu gerçeği göz ardı edemeyiz” şeklinde konuştu.