Tarih: 13.10.2020 17:10

Memur-Sen Van İl Temsilcisi Mehmet Ali Uca’dan ailelere önemli uyarı

Facebook Twitter Linked-in

İKİNİSAN GAZETESİ ÖZEL

Gazeteci Ziya Türk’ün Van FM’de hazırlayıp sunduğu Van’da Gündem Programı’nın konuğu olan Eğitim Bir-Sen Van Şube Başkanı, Memur-Sen İl Temsilcisi Mehmet Ali Uca, pandemi sürecinde öğrencilerin okuma alışkanlığını geliştiremediklerini, öğrencilerle ilgilenme konusunda çok kaçırdıklarını ifade etti.

Aile içi iletişime değinen Başkan Uca, evdeki bütün etkinlikler bir arada olmadığı sürece veli olarak başarılı olma şansımızın mümkün olmadığını söyledi. Başkan Uca, ailede sevgiyi, saygıyı, aile bağlılığını güçlendirmeyi, çocuklara değer vermeyi, çocukların anne babaya değer verdiğini görmeyi bu şekilde kazanabileceklerini ifade etti.

“ÖĞRENCİLERİMİZLE BİREBİR İLGİLENEMEDİK”

Pandemi dönemini fırsata çeviremediklerini belirten Başkan Uca, “Genel merkezimizin bir araştırması oldu bu süreçte. Bundan 1,5 ay önce bir anket düzenlendi. 10 bin öğretmen ve 21 bin veli bu anket çalışmamıza katıldı. Bu anket çalışmasına göre veliler öğrencileriyle birlikte ilgilenme oranı %60. Yani veliler öğrenci, sonraki sürece kadar ki dönemde pandemi süreciyle birlikte öğrencilerle biraz daha fazla ilgilendiklerini söylüyorlar ve belirtiyorlar. Yani bir farklılık var ama çok ciddi bir farklılığında olmadığını görebiliyoruz. Dolayısıyla velilerimiz bu anlamda açıkçası kemdim de bir veli olarak söylüyorum; bunu fırsata çeviremedik. Öğrencilerimizle birebir ilgilenemedik. Öğrencilerimizin okuma alışkanlığını geliştiremedik. Öğrencilerimizle ilgilenme konusunda çok kaçırdık” dedi.

"AİLE İÇİ İLETİŞİME NİTELİKLİ BERABERLİK”

Aile içi iletişimin ihmal edilen bir konu olduğunu söyleyen Başkan Uca, “Şunu sürekli söylüyorum ihmal ettiğimiz bir konu var. Akşam eve gittiğimizde baba bilgisayar başındadır, anne televizyon başındadır, küçük kardeş, büyük kardeş tablet başındadır. Öğrenciye yardımcı olacak bir başkası da belki telefon başındadır. Biz öğrencimize şunu söylüyoruz; git odanda biraz ders çalış ve bunu biraz sitemli söylüyoruz. Böyle yaparak aslında çocuğa ceza veriyoruz. Çünkü biz çocuğu tek başına gönderiyoruz odaya, teknolojinin ilerlediği bu dönemde hepimiz kendi keyfimize bakıyoruz, birimiz bilgisayarda, telefonda, televizyonda, tablette herkes kendi keyfini yaşarken biz öğrenciye aslında sen git ders çalış biz sana ceza veriyoruz, ders çalışmak senin için cezadır demeye çalışıyoruz aslında. Bu çok yanlış bir nokta. Ben şahsen kendimde bazen bu noktayı kaçıyorum ama bütün velilerimizin bu noktayı kaçırmaması gerekiyor. Evde yemek yenilecekse herkes aynı sofrada olmalı. Aile içi iletişime nitelikli beraberlik. Çay içilecekse herkes orada olacak. Meyve yenilecekse herkes orada olacak. Ders çalışılacaksa herkes ders çalışacak. Kimi ödevini yapacak, kimi kitap okuyacak, kimi birinci sınıfa başlayan çocuğu ile ilenecek” diye konuştu.

“BÜTÜN ETKİNLİKLERİ BERABER YAPACAĞIZ”

Evdeki bütün etkinliklerin bir arada olmadığı sürece veli olarak başarılı olma şansımız mümkün olmadığını söyleyen Başkan Uca, “Çünkü çocukları yönlendirecek, yönetecek, onları idare edecek olan bizleriz. O zaman biz gerek pandemi dönemi, gerek pandemi sonrası dönemde yapmamız gereken ilk şey şu; biz bütün etkinlikleri beraber yapacağız. Bu etkinlikleri biz beraber yaptığımız zaman bir şeyi daha kazanmış oluyoruz. Ailede sevgiyi, saygıyı, aile bağlılığını güçlendirmeyi, çocuklarımıza değer vermeyi, çocukların anne babaya değer verdiğini görmeyi bizler aynı zamanda kazanmış oluyoruz. Aile içindeki duygusal bağıda geliştirmiş oluruz. Eğitimde güzel bir söz vardır; siz kendi çocuğunuza sahip çıkmazsanız ona sahip çıkacak sokakta binlerce insan var. Farklı yapılar var. Ondan dolayı biz ilk önce kendi çocuğumuza sahip çıkacağız. Her yerde hep birlikte olacağız. Bizim için en ideal anne baba modeli budur” ifadelerini kullandı.

“BÜTÜN PROBLEMLERİMİZ İLETİŞİMSİZLİKTEN KAYNAKLANIYOR”

Kimsenin bir birinden haberinin olmadığı, aynı odanın içerisinde ama herkesin ayrı dünyalarda olduğu niteliksiz zaman geçirmek yerine herkesin paylaştığı, etkileşim içerisinde olduğu, diyalog kurduğu bir ortam olması gerektiğini söyleyen Başkan Uca, “Zaten aile anlam olarak demek budur. Bizi batı özelliklerinden ayıran da budur. Batı toplumunda bunların hepsi var. Herkesin farklı bir yaşamı var. Herkesin ilgilendiği konu başka. Hiçbir zaman bir araya gelme yoktur. Sadece duygusal bağın olmadığı tamamen belki de bazı ortamlarda bir birimizi gördüğümüz bir döneme geçmiş oluyoruz. Duygusal bağ maalesef kalmamış oluyor. Buda bir aile içerisindeki en tehlikeli olgulardandır maalesef. İyi baba olmanın, iyi anne olmanın, iyi öğrenci olmanın, iyi vatandaş olmanın, iyi bir patron olmanın birinci şartının iletişimden geçtiğini düşünüyorum. Bizim aslında bütün problemlerimiz, girdiğimiz girdapların iletişimsizlikten kaynaklandığını söyleyebilirim. Biz insan olarak bunu başarabilmeliyiz. Biz insanlara yaklaşım tarzımızda ciddi samimiyetler geliştirmek zorundayız” dedi.

“SEVGİ BİZİM EN ÖNEMLİ GÜCÜMÜZ OLMALI”

İnsanlara tahammül edilmesi gerektiğini belirten Başkan Uca, “Bizim insanlara tahammülümüz yoksa bizim başarılı olma şansımız yok. Bunun dışında bizim sevmemiz de gerekiyor. Sevgi bizim en önemli gücümüz olmalı. Bir mülki amir, bir siyasetçi, bir bürokrat, bir gazeteci, bir eğitimci, bir esnaf eğer sevmesini bilmiyorsa o işi yapmasın. Çocuğa sevgi gösteremeyen bir adamın öğretmen olması da mümkün değil, anne olması da mümkün değil, baba olması da mümkün değil, gazeteci olması da mümkün değil. Bu sadece çocuk sevgisiyle alakalı değil. Gittiğiniz her yerde neresi olursa olsun duygusallık insanın içinde yoksa, merhamet yoksa, hoşgörü yoksa, sadakat yoksa bizim başarılı olma şansımız yok. Hele hele bir insanda sevgi yoksa mümkün değil başarılı olamaz. Onun için sadece çocuk sevgisi değil, insan sevgisi, hayvan sevgisi, bitki sevgisi bunlarda bizim için şart. Peygamber efendimizin hayatı zaten bizim için bir rol model. Bizim bu noktaları kesinlikle kaçırmamamız gerekiyor. Biz insanlara ağzımızdan çıkan kelimelerle faydalı olamayız. Ancak ve ancak biz davranışlarımızla insanlara faydalı, örnek olabiliriz. Biz eğitimciler bu noktaya çok dikkat ederiz. Sigara içen bir öğretmenin öğrencisine sigara içme deme hakkı yoktur. Dese de inandırıcı olmaz” ifadelerini kullandı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —