Van’da gençler boş zamanlarında ne yapıyor?

Sadece Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı okullarda 336 bin öğrencinin bulunduğu, yaş ortalamasının 21 olduğu, birçok ilin nüfusundan daha fazla genç nüfusu olan Van’da gençler ne yapıyor? 

Van 21.10.2019 14:05:47 0
Van’da gençler boş zamanlarında ne yapıyor?
Tarih: 01.01.0001 00:00

VAN POSTASI GAZETESİ ÖZEL

Van’daki işsizlik oranı da bu aylarda en yüksek sayılara ulaşmış̧ durumda. İşsizlik içinde kıvranan gençler, plesteyşın salonlarında, kahvehane ve kafelerde okey taşlarıyla zamanını geçirme peşinde.

İşsiz olan gençler değerli zamanını sigara dumanı arasında göz gözü̈ görmeyen, havasız, içi tıka basa dolu, PlayStation salonlarında ve kafelerdeki okey masalarında geçiriyor.

Genç işsizler ve öğrenciler hep birlikte Van’daki okey salonlarını doldurup, okey oynamayı bir iş zannedip, sabahtan akşama kadar vakit öldürüyor. Sigara dumanları arasında, işsizlerin işsiz oldukları, okul okuyanların ders çalışma, kitap okuma gibi faaliyetler akıllarına gelemeyecek kadar dalgın bir şekilde bazen soğuk, bazen de sıcak çaylarını yudumlayarak saatlerce oyun oynuyorlar.

GENÇLERDE MENEVİYAT DUYGUSU TÜKENİYOR
Konuyla ilgili gazetemize açıklamada bulunan Diyanet-Sen Van Şube Başkanı Nurullah Arvas, “Bir genç veya yetişkinin gününün tamamını kafe, kahve, PlayStation ve okey salonlarında harcamasının maneviyat duygusu bırakmadığını söyledi, Arvas, “Aile içinde bu saygının bitmesine ve huzursuzluğa sebep oluyor. Eski kültürümüzde kıraathaneler vardı, birkaç arkadaşın sohbet amaçlı gittiği veya kitap okuyanların uğraklarıydı. Bu zamanda açılan kafeleri, okey salonlarını ve PlayStation salonlarını gençleri maneviyatından tamamen uzaklaştırma, gençlerin zamanını boşa geçirme, gençlerin ahlakını değiştirme ve gençlerin yönünü değiştirme yerleri olarak tarif edebiliriz.” dedi.

CADDE VE SOKAKLARDA KAFELERDEN GEÇİLMİYOR
“Tövbe güzeldir, gençlerde olursa daha güzeldir” hadisini hatırlatarak konuşmasını sürdüren Arvas, “Gençlerin ahlaklı, temiz, okuyan, tövbekar olması, çevresine, yakınlarına, ailesine örnek olması gerekirken. Maalesef şimdi ki gençliğimiz, özellikle bu sosyal etkileşim araçları sayesinde, maneviyattan uzaklaştıran kuruluş ve sosyal faaliyetlere katılabiliyorlar. Özellikle Van’ın birçok caddesinde kafelerden, oyun salonlarından geçilmiyor. Akşama kadar salonlarda oturup, zaman öldüreceğimize, maneviyatımıza, ailemize, ilme, teknolojiye, bir kütüphanede geleceği için çalışmıyoruz. Bu şekilde olunca yeni nesilde de maneviyat duygusu, aile duygusu, hak, hukuk duygusu kalmıyor. Bu geleceğimiz için çok büyük bir tehlike.” diye konuştu.

AİLELERE BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR
Bölgede istihdam alanlarının açılması ve işsizliğin düşürülmesi gerektiğini ifade eden Arvas, “İşsizlik bugün ülkemiz genelinde olan bir durum. Bugün ‘işsizizim’ diye akşama kadar gidip oyun salonları ve kafelerde işsiz olduğu halde para harcayarak zaman öldürmek faydalı bir düşünce değil. Bölge geneli istihdam alanları açılmalı ama gençlerimiz maneviyat anlamında elinden gelen gayreti göstermeli. Bu konuda ailelerimize çok büyük bir iş düşmektedir. Çocuklarımız bizim için birer imtihan vesilesidir, çocuklarımızı ahirette cehennem ateşinden kurtarabilme adına, onların maneviyatını korumak zorundayız. Eğitimciler, din görevlileri, anne ve babalar birlikte çalışarak gençlerimizi bu kötü alışkanlıklardan kurtarmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

SOSYAL BAĞIMLILIKLA KARŞI KARŞIYAYIZ
Gençlerin sosyal bağımlılık sorunuyla karşı karşıya olduğunu ifade eden Eğitim Bir-Sen Van Şube Başkanı Ali Uca, “Okey salonu, özellikle plesteyşın salonları sadece çocuklar ve gençler için değil, artık yetişkinler arasında da yaygın bir durum haline geldi. Okey salonları genel olarak yetişkinlerin evet ama Plesteyşın salonlarına artık yetişkin ve yaşlılarda gidiyorlar. Ne yazık ki şuan bir bağımlılık ile karşı karşıyayız,  bu gibi oyun salonlarına giden kişi sayısı artıyor. Bu da ebeveynlerde, eşlerde çok ciddi endişelere neden oluyor.  Bu oyun salonlarına takılan insanlar sosyal hayattan uzaklaşıyor ve asosyal bir hayata gidiyorlar, toplum içinde kendilerine yer bulamıyorlar, buda onların maalesef mekanikleşmesine neden oluyor” dedi.

PLESTEYŞIN SALONLARI ÇOK KÖTÜ BİR DURUMDA
Küçük yaşta çocukları plesteyşın gibi oyunlara bağımlı kaldığını söyleyen Uca, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Çocuklar, öğrenciler plesteyşın gibi oyunlara kendilerini tamamen kaptırıyorlar bu şekilde kendilerine özgü ortamları buluyorlar. Bu şekilde kendi dünyalarını kuruyorlar. Kendi dünyalarını kurdukları için, bu gibi oyunlar onlar için vazgeçilmez oluyor. Özelikle erkek çocuklarda şiddet içerikli oyunlar ve plesteyşın salonları bu anlamda gerçekten çok kötü bir duruma gelmiş” dedi.

AİLELER SOSYAL YAŞAM PLANI KURMUYOR
Oyun oynama isteğinin çocuklar üzerinden takip edilemediğini belirten Uca, “ Burada ailelere çok iş düşüyor. Aileler ve eğitimcilere bu anlamda görevler düşüyor, çocukların oyunlarının önüne geçemeyiz. Lavabo, yemek gibi ihtiyaçlar dışında çocuklar oyunlarını kesinlikte bırakamıyor, bununda önüne geçilmiyor. Burada ailelerin rolü çok büyük önem taşıyor. Öğrenci eve gittiği zaman akıllı telefon, tablet ve ya bilgisayarda ne kadar zaman harcıyor, ne kadar oyun onuyor takip edip buna kısıtlama getirmesi lazım. Eğitimciler olarak çocukların bu salonlara hiç gitmemelerini öneriyoruz. Bu şekilde öğrencinin zekâ seviyesi azalır, eğitimle, ilgili gerileme yaşar. Bunun sebebi ise biz veliler çocuklarımıza zaman ayırmıyoruz, onlarla etkinlik, piknik, sosyal yaşam planları kurmuyoruz. Çocuklarda bu boşluğu oyun salonlarına giderek, dışarıda arkadaşlarıyla zaman geçirerek, zamanlarını öldürerek kendilerini tatmin ediyorlar. Bu yüzden anne ve babaların çocuklarına kesinlikle zaman ayırması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

İNTERNET KUŞAĞI SOSYAL KUŞAĞA ÇEVİRİLMELİ
İnternet kuşağının sosyal kuşağa çevrilmesi gerektiğinin altını çizen Uca, “Bu yeni nesle internet kuşağı deniliyor, biraz bu internet kuşağından çıkıp, sosyal hayat kuşağına geçmemiz gerekiyor. Sıkarak, şiddet, hakaret içeren sözler kullanmadan, yanlarında olmalıyız. Yaptığı işlerde takdir etmemiz, onları sanal âlemden uzaklaştırmak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Okul saatlerinde biz eğitimciler her ne kadar bırakmasak ve izin vermesek de, ders bitimden sonra çok ciddi yönelmeler var. Bu yönelmeyi de veliler takip ederek rahat bir şekilde engelleyebilir. Çocuklar bizim geleceğimizdir, onlara sahip çıkmamız gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Kaynak: Van Postası Gazetesi


Anahtar Kelimeler:

YAZARLAR