Zeynep GÖLGÜL


Alışkanlık

Alışkanlık


Biz insanoğlu sevdiğimiz bir canlıyı kucagimizda taşır onunla ilgileniriz, alışkanlık haline getirip bütün vaktimizi ona ayırabiliriz. Sonunda o kadar alışırız ki, büyüyüp kocaman olunca bile ilk doğdugu günkü gibi kucağımıza alıp sevebiliriz...

Alışkanlık çok çetin bir ustad'dır. Yavaş yavaş içimize ilk adımını atar.

Ilk önce çok sevimli görünse de, pek alçak gönüllüdür. Zamanla içimize yerleşir, tohumlarını eker ve kök yerleştirir...
En büyük kötülüklerimiz, çocukken başlar ilk eğitimimiz, bizleri eğitip büyütenlerin elindedir.

Bir çocuk canlılara zarar verip, kediyi, köpeği oyuncak gibi oynar ve boynundan sıkıp öldürür. Buna seyirci olan anneside bakınıp eğlenir. Bir erkek çocuk savunmasız birine eziyet eder, öldüresiye döver ve yine buna seyirci olan babası. Bunu; yiğitlik belirtisi olarak görür ve sırtını sıvazlar. Oysa ki; bu zalimliğin, zorbalığın, dönekliğin asıl tohumlarıdır. Sonra bu alışkanlık çocukla büyümeye başlar.

Bu kötü yön, yaşın küçüklüğüne ve önemsizligine bırakılarak hoş görülür. Bu çirkin davranışlar büyüdükçe filizlerini verir hırsızlık, tefecililik, yalan, iftira ve daha nice sayabildiğimiz kötü alışkanlıklar kendini göstermeye başlar.

Bir anne ve baba çocuk ilk adımlarından, büyük bir insan oluncaya kadar ondan sorumludur. Güzel ahlak aşılaması ebeveyn üzerine farzdır. İslamın ilk emirlerinden olan 'ahlak'  üzerinden ahlaki tohumları çocuğa baştan serpmemiz gereklidir.

İnsan 'terbiye' olunca Kur'ani ahlaka yönelir ve bunu  alışkanlık haline getirir. Bunda anne ve babaya büyük bir sorumluluk düşer. Insan kötü alışkanlıklarına, alışkanlık ettiği küçük şeylerden başlar...

Kuran ışığında ahlaklı temiz bir nesil yetistirebilme ümidiyle...