Sevgi deyince: aklıma bedel ödemek gerektiği gelir. İslam uğruna, az bedel ödenmedi ki hepsinin temelinde sevgi vardı. Bu bedelin getirisiydi ve son noktasıydı, şehitlik.
Ey davası uğrunda canını yola koymuş şehit!
Şehadet'in dillerden düşmeyen destan oldu bilesin. Ve nice gönüllere iman oldu, taşlaşmış kalplere... Şehitliğin mertebeni ortaya koyduğu gibi.. . Ve bundan sadece sen değil, seni görenlere bir vesile oldun, hidayet'e sebep olan.
Kendin gibi şehrini de kutlu kıldın gönüllerde, tıpkı şehitliğin yaşamını kutlu kıldığı gibi.
Aziz şehit! can tatlıdır ve gençlik de tatlıdır. Sen başta gençliğini, sonra da canını gözden çıkardın.
Ey Mavi Marmara! Bağrında taşıdığın şehitlerinden haberdar mıydın?
O yüzden mi buğulu bakışların, hüzünlü gidişin.
Bir yandan sevinçli bir yandan üzülür gibiydin.
Öyle ya sessizliğinin alametiydi. . .
Ey Akdeniz, durgunluğunun sebebi içine akıtılacak kanlar mıydı?
Yoksa, gidişi olup da dönüşü olmayanlar mı?
Ey kanarya, sükutunun sebebi şehitlik miydi, yoksa beraberinde gittiğin yaşayan şehitler mi?
Yoksa hüzünden sebep mi ötüşü unuttun. Ya da sevinçten mi sükutun.
Yıllardır silinmedi gözlerden,
sökülmedi yürekten ve unutulmadı, unutulmayacak şu gönülde.
Hep bir kor kaldı, kalacak...
Mavi Marmara şehitler Anısına...