İnsanoğlu “hep ben' der. Neden kendimiz için istediğimizi bir başkası için istemiyoruz? Kendimize ne diliyorsak, bir başkası için aynı şeyi dilemeliyiz.
Peygamber(S.A.V.)hadisi şerifini hatırlayalım “kişi kendisi için istediğini mü’min kardeşi için de istemiyorsa, gerçekten iman etmiş sayılmaz.' “Bizler bunun neresindeyiz?” sualini soramadan geçemeyeceğim. Maalesef ki bizler bunun hiç bir yerinde değiliz. Çünkü bizler bunu unuttuk! Kalplerde sadece kin, haset, nefret ve bencillikten başka hiç bir şey kalmadı. Bizler bir mü’min kardeşimizin mutluluğu ile mutlu oluyor muyuz, dertleriyle dertlendik mi? Hayır cevabını duyar gibiyim.
Bu duygular ve erdem dedelerimizin ve ninelerimizin zamanında vardı. Mutluluklarını, dertlerini paylaşır idi ve çok samimi bir şekilde birliktiler. Onlarda benlik düşüncesi yoktu. Maalesef kin ve haset bizleri öyle bir hale getirdi ki, bırak mutluluğuyla mutlu olmayı, dertleriyle dertlenmeyi, birbirimizin arkasından konuşur, birbirimize hakaret eder olduk.
Birbirimize söyleyecek güzel sözlerimiz dahi kalmadı, diller zehir solumaya başlar oldu. Tabiri caiz ise Müslümanlığımızı unuttuk! Müslümanca davranmıyoruz, “hep ben” diyoruz. Örneğin bir komşumuzun ya da akrabamızın işi rast gitti mi hasetlik yapılmaya başlar 'onun işi nasıl rast gider' veyahut ' onda var bende niye yok' gibi cümleler kurulmaya başlar. 'Ben hak ediyordum' demeye başlar. Kibir had safhaya ulaşır. Öyle bir hal alır ki birbirimizin hatasını kollamaya başlarız, karalamaya çalışırız.
Bunlara harcadığınız emeği birbirimizi düzeltmeye ve kucaklamaya emek harcayacak kadar da mı erdemimiz yok!
Unutmayın Müslümanlar hayırlarda yarışırlar, hep birbirlerine destek olup yardım ederler, asla haset etmez ve kıskançlık yapmazlar.
Şu benlik duygusundan çıkın artık. Şeytan da 'ben' demişti onu bitiren de benlik değil miydi?