“Bir kadınla nasıl böyle konuşursun, bir kadına nasıl böyle davranırsın?” demek yerine “insanlarla” diye başlayan cümleler kurup, cinsiyetleştirmekten ziyade insanlaştırma yolunda bir şeyler yapılmalı.
İnsani değerlere sahip bir birey, kadına özel bir davranış sergileme ihtiyacı duymaz, olması gerektiği gibi ( saygılı) davranır. Kadını daha özel, daha hassas, daha kırılgan, sevgiye, ilgiye, muhtaç göstermek problemleri çözmüyor, aksine kadını sürekli bu şekilde betimlemek onu daha zayıf gösterip, daha kolay bir hedef haline getirebiliyor.
Kadın başardığında herkes şaşırıyor, inanılması güç, olağan üstü bir durum gibi tepki veriliyor. Bunu bir kadın yaptı, bir kadın başardı deniliyor. Herkes onu tebrik etme ihtiyacı duyuyor, başarılı olduğu için değil, kadın olduğu halde başarması tebrik edilmeye şayan bir hal alıyor.
Aynı işi bir erkek yapsa kimse şaşırmayacak, bu kadar ilgi görmeyecek. Kadına yapılan hakaret, şiddet, taciz, mobbing gibi suçlar artık kadına değil insana, insanlığa yapılmış suçlar olarak görülmeli.
Eşini öldürdü değil; bir insanı, bir canlıyı öldürdü olmalı, cinsiyeti önemli olmamalı. Bir canlının hayatına son verdiği için cezalandırılmalı. Sürekli her yerde, her zaman söylenen, üstüne konuşulan, tartışılan ama asla bir işe yaramayan kadın hakları... Nedir bu kadın hakları ya da neden kadın hakları diye bir şey var. İnsan hakları canlı hakları yetmiyor mu?
İnsani hak ve değerlerinin korunduğu, adaletin, kanunların, yasaların tam uygulandığı bir yerde, bir ülkede, bir dünyada kadın haklarının olmasına sevinecek tek bir kadının varlığına bile inanmıyorum.
Kadın, erkeğin bir takım ayrıcalıklarına, özel hak, özel bir muamele göstereceği ya da bunlara ihtiyaç duyan bir varlık değil. Kadın olmak sadece bir roldür. Erkek olmak bir roldür, bitki olmak hayvan olmak sadece birer rol, birer görevdir bu dünyada. Kadın güçlüdür kadın doğurgandır. Özel bir muameleye ihtiyaç duyan birileri varsa da onlar kadınlar değildir. Çünkü dünyanın yarısını kadınlar oluşturur diğer yarısını da kadınlar doğurur...
İlk kadın mühendis, ilk kadın pilot, ilk kadın başkan var. Ama erkekler için böyle belirteçler yok. İlkler kavramı vardır, bir de ilk kadınlar kavramı..
İlk erkek olunca cümleye sadece ismiyle başlanır. Çünkü bu normaldir sıradandır ondan beklenendir. Ama kadın olunca, hemen kadın olmasıyla başlar mevzu, çünkü kadındır beklenmeyen bir şey yapmıştır, normalin dışıdır bu başarı, diğer kadınlardan farklıdır, şaşırtmıştır. Ya da böyle şeyler de duyuyoruz ; 'Bir kadını burada görmek, bu ekipte kadınları da görmek, çalışma hayatında kadınları da görmek.... Bizi çok mutlu etti. Böyle başarılı kadınlar görmek bizi gururlandırıyor'.
Hayır hayır bunlar güzel cümleler değil, bunlar ballı zehirler. Bu cümlelerle toplumu zehirliyoruz sadece. Artık kadın görünce şaşırma, kadın çalışınca şaşırma, kadın başarınca da şaşırma, nerde hangi işte, hangi konumda görürsen gör şaşırma, kadın olduğu için onu tebrik etme ihtiyacı duyma. Kadın olduğu için övgü yağdırma. Kadın olduğu için iş yükünü azaltma, kadın olduğu için acıma.
Değişmeliyiz değişmek zorundayız çünkü insan olmak değişebilmektir, daha iyisini istemektir daha iyisi olmaktır..