Belki de bir içe dönüş çağrısıdır bu eve kapanışlarımızın sebebi. Belki de çok önceden kaybettiğimiz değerlerimizi bulmak için bize verilen bir şanstır. Neredeyse tüm dünyanın evine kapandığı bugünleri neden özümüze yapılacak bir yolculukla değerlendirmeyelim ki?
Kimdim ben, niçin doğdum, asıl hedefim neydi ve bu hedefe ne kadar bağlı kalabildim... İçimizde cevap bekleyen o kadar çok soru var ki... Yarım kalmış o kadar çok hikâyemiz var ki tamamlanmayı bekleyen. Toplumun istediği kişi olmak, ailemin istediği kişi olmak ve tabi arkadaşlarımın tahayyülündeki kişi olmak... Peki ya benim asıl olmak istediğim kişi bunların hangisi? Ya da bunların dışında bir karakterse ne kadar yakınım ona, ne kadar o olabilmişim bugüne dek? Yoksa adım adım uzaklaşıyor muyum benden? İyi ama insan kendinden kopup nereye gidebilir ki, ruhunun reddettiğini kim kabul eder ki? Toplum? Aile? Arkadaşlar? HİÇBİRİ
Yarının bu kadar belirsiz olduğu bir hayatta yastığa başımı olmayı istediğim kişi olarak, bu uğurda çabalayan biri olarak koymak istiyorum.
Nasıl giyinmeyi severim, ne yemeyi severim, ne kadar yemek isterim; nasıl müziklerle ruhum dinlenir, eğlenir, coşar, ne kadar çılgınım, nasıl gülmeyi severim, ne kadar titiz olursam mutlu olurum, nasıl yürürsem özgür hissederim... Hepsini cevaplamak için ayağıma gelen bu mükemmel fırsatı sonuna kadar değerlendireceğim. Ve en nihayetinde mutlu bir ben olarak, en azından 'ben' olarak karantina günlerini selamlayacağım.