Büşra ARVAS


Neydi O Aşk Her Dilde Farklı Telaffuz Edilmiş?

Neydi O Aşk Her Dilde Farklı Telaffuz Edilmiş?


Bismillah diyelim evvelâ dilimizi terbiye ile başlayalım meramımıza. Sözün dahi özdeki yüceliğin altında ezilmesin dilimiz. Çünkü biliriz ki hangi söz Hakkı anlatır özünde sonsuz manalar taşır. 

Bu yazımızda da şu garibe düştü Hakk’ın eşsiz güzelliğinden bir parça dahi olsa bahsetmek. Okuduğum şiirden olsa gerek aşkı sorgular oldum. 

Neydi o aşk ki her yürekte başkaca tecelli etmişti. Dünyaya gözünü açan her kul aşkı aramaya koyulu vermişti. 

Neydi o aşk ki her dilde farklı telaffuz edilmişti. Her kul onu yaşama gayesiyle doluvermişti. 

Sadi Şirazi 'Aşka uçarsan kanadın yanar.'  Mevlâna Celaleddin i Rumi ' Aşka uçmazsan kanat neye yarar ' Yunus Emre ' Aşka varınca kanadı kim arar ' buyurmuşlar. 

O aşk nasıl bir aşk ki evvela kanadından, varından yoğundan, canından geçirir insanı. 

O aşk nasıl bir aşk ki evvel benliğini nihayetinde aklını alır insanın elinden. 

O aşk nasıl bir aşk ki Mecnunu Leylası uğruna çöllere düşürdükten sonra Mevla’mı buldum deyip de Leylayı dahi görmez eder gözleri. 

O aşk nasıl bir aşk ki dünya ile bağını keser gibi farklı âlemlere kanat çırpar gibi muhabbetle döndürür Mevlana Hazretlerini. 

O aşk nasıl bir aşk ki baktığı her yerde dağda, taşta, uçan kuşta, çöl ortasında, dahi aldığı her nefeste Rabbini bulur Yunus Emre.

O aşk ne güzel ki adını anınca dahi alır tüm dertlerini yürekten huzur verir gönlüne. 

O aşk ne sonsuz ki iki cihan güneşi Efendimizi (S.A.V.) sabahlara ayağı şişinceye değin secdeden ayırmaz. 

O aşk ne mükemmel bir güce sahip ki ateşin içine yanma pahasına olsun ki döndürmedi İbrahim (A.S.) mı yolundan. Ne özel bir güç verirmiş kalbe. Ne hikmetli nazar ile bakarmış gözler. Ne inciler dökülürmüş dillerden. 

Hâsılı ne güzel yaşamış âşıklar, aşka adananlar, aşkla yeniden doğrulanlar. Kolay değil elbet en güzele talip olmak. Yüreklerimizi Allah aşkına adamak için durduk rahmet kapısında. Bin bir mahcubiyet ve bin bir umutla çaldık aşk kapısını. Daha eşikten girmeden ilk kural söylendi. Seven sevdiğini dilinden düşürmez. O vakit dile düştü en güzel dahi özel görev. Evvel dilimizi, sonra, zihnimizi nihayetinde kalbimizi zikir ile doldurma zamanı şimdi. 

Allah’ın adı ile başladık O’nun adıyla yürüme vakti. O isimle tevhide bürünerek Allah’ın güvenine layık olma vakti. Yüzümüzü, özümüzü Allah'a dönme vakti. 

Hayırla...