Zeynep GÖLGÜL


Ramazan Fırsatını Hakkıyla Değerlendirmek

Ramazan Fırsatını Hakkıyla Değerlendirmek


Kullarını nimetlendiren ve ziynetlediren Yüce Rahman’a hamd olsun. Hayata ilham olan murakabe örneği, yürüyen Kuran Peygamber Efendimize salat-u selam olsun.

Merhametin, huzurun ve muhabbetin kalplere sığdığı, dostluğun kardeşliğin ve sevginin pekiştiği, yardımlaşma dayanışma gibi hasletlerin doğruya çıktığı, insani erdemlerin hayata yansıdığı mübarek Ramazan-ı Şerife sayılı günler kalırken, kimimizde heyecan, kimimizde telaş ve kimimizi de tedirginlik sarıyor gayri ihtiyari.

“Amellerin en faziletlisi, en meşakkatli olanıdır.” buyuruyor Allah Resulü. İnsanın kulluk cevheri böyle bir zamanda ortaya çıkıyor.

Ramazan-ı Şerifte nefsin ihtiyaçlarından, boş hallerden sıyrılmak, yeme içmeyi terk ederek bütün kötü vaziyetlerden arınmak, sanki Kuran’ı yeni nazil oluyor gibi okumak, dinlemek ve ondaki hitabı Resulü Ekrem’den işitiyor gibi dinlemek, elbette insanı melekiyet makamına ulaştırır. 

Evet, ramazan-ı şerif amel için, bahardaki mahi nisandır, ramazan-ı şerif bu fani dünyada, fani ömür içinde, baki bir ömür ve uzun bir hayatı kazandırır.

Ramazanı şerifin sevabı a'mal bire bindir, Kuran-ı Mübin’in her bir harfinin on sevabı var, on hasene yazılır, on meyve-i cennet getirir.

Ramazan, rahmanın ümmete bağışladığı bayramdır. Kendini haramdan, faydasız boş şeylerden geri çekmek, yani manevi bütün organlara oruç tutturmak. Dilini yalan, gıybet gibi galiz tabirlerden ayırmakla, ona oruç tutturmak ve Kuran tilaveti, zikir, istiğfar gibi şeylerle meşgul etmektir.  

Ramazan-ı şerifin orucu, doğrudan doğruya nefsin mefhum zincirlerini kırmak ve aczini göstermekle beraber, doğrudan firavunluk cephesine darbe vurmaktır.

Hz Ali (R.A.) “fırsatlar gökteki bulutlar gibi gelip geçer” buyuruyor. Öyleyse bizlerde gelen bu rahmetli yağmurun altında kalbimizi, ruhumuzu, bedenimizi arındıralım. İmanımız sadece sözümüzü değil amelimizi de sarsın. 

Selam ve dua ile