Sonbaharı torbalara saklayabilir misiniz?
Ateş yakıp bütün yapraklarını ateşe atıyor, torbalar dolusu yaprakları toplayıp çöpe bırakıyorsunuz sonbaharın.
Sonbahara yakışır bir şekilde davranın, hüzün değil sevinçlerinizi bırakın. Benim adım sarı yaprak. Arkadaşlarım arasında en sararmış ve ağaçtan düşmüş, rüzgârın beni savunmasıza etrafa savurduğu, uzaklara sürüklediği bir yaprak.
Uzunca aylar ilkbaharda filizlenmiş, çiçek açmış bir taze, ıslak yeşil fidan yaşlarım. Ait olduğum ağaçta mutlu mesut güçlü ve yaşamınızı renginde ve tadında göründüğüm, dibinde dinlendiğiniz, etrafa koku ve oksijen üreten ağaçlar arasında savrulmuş sarı bir yaprağım.
Ömrünüzden bir gün gibiyim, üzerinden zaman geçmiş bir anı gibiyim. Hayatınızda takvim yaprakları gibiyim sonbahar habercisiyim.
Kış boyu beni görmeyeceksiniz.
Kiminizin günlük defteri arasında sakladığınız bir sonbaharım. Bahçenizde, pencerenizde, yollarınızda saksılarınızda, hatta simdi dışarı baktığınızda pencerenizden size el sallıyor ve savruluyorum uzaklara.
Sizinle konuşmak istiyorum, dertlerinizi dinlemek ve beni uzaklara savuran rüzgârların esiğinde, dertlerinizi ve hüzünlerinizi yükleyip gitmek istiyorum.
Kendinize o güzel yüreğinize iyi bakin.
Yine geleceğim buluşmak dileğiyle Allah'a emanet olun, o güzel yüreğinize iyi bakin, ömrünüzün her anını en güzel ve mutlu şekilde yaşayın.
Hoşçakalın...
Sarı Yaprak...