Nuran ÇANGA


Siz Hiç Çaresiz Kaldınız mı?

Siz Hiç Çaresiz Kaldınız mı?


'Çaresizlik nedir bilir misiniz?'

Küçüklüğünüzde tattınız mı hayatın acı yanını, her şey yolundayken biran karanlıkta kalmak nedir bilir misiniz?

Küçük yüreğiniz irkildi mi hiç?

O küçük omuzlarınız ağır yükler altında kaldı mı hiç?

Çaresizce ardınıza bakıp gözyaşı döktünüz mü?

Ve

Gecenin karanlığıyla bir çocuğun 'anne' diyen feryadını işittiniz mi?

Küçük bedeninizle anne olmaya çalıştınız mı?

Ağlayan o gözlere bakıp çaresizce ağlayarak karşılık verdiniz mi çare ararken?

Sabahın ilk ışığıyla beraber kendinizi bir uçurumun kenarında buldunuz mu?

Sevdiğiniz birinin gözünüzün önünde acı çektiğini/eridiğini hiç gördünüz mü?

'Yardım et' diyen o sese kayıtsız kalmak nedir bilir misiniz?

Çareyi sessizce o odanın bir köşesine oturup ağlamakta buldunuz mu?

Çaresizliğin girdabına düşmek nedir bilir misiniz?

Soruyorum kimsesiz kaldınız mı hiç!

Bir güzel söz bir teselli beklediniz mi? Yüreğiniz yangın yeriyken su serpmelerini beklediğiniz oldu mu?

Yere düşünce bir dost eli aradınız mı?

Küçük bedeninizle çabalarken, ağır yüklerin altında direnirken insanların eleştirilerine maruz kaldınız mı?

Siz yalnız bırakıldınız mı?

Komik olanda nedir biliyor musunuz? Yalnızlığı sevdiğinizi iddia edenlerin olması!..

'Hiç bir insan yalnızlığı sevmez, ama yalnızlığa terk edilir!'

Evet, belki de o küçük yürek çareyi nerede arayacağını yaşayarak öğrenecekti. İnsanlardan medet ummayacaktı, insanlar çare olmazdı 'düşenin dostu olmazdı' bunu öğrenecekti. 


Düşünce ayağa kalkmasını bilecekti. Gök kubbeye elini açıp dua dua diye haykıracaktı yaratana. Ümidini diri tutacaktı. 

Öğreniyordu o küçük yürek çare Allah'tı...